Bir Hak Âşığı ve Halk Ozanı: Yunus Emre

Yunus Emre, 1238-1320 yılları arasında yaşadığı tahmin edilen ve Anadolu'da Türkçe şiirin öncüsü olan bir şair ve mutasavvıftır.

Hızla değişen toplumumuzda, neredeyse kaybolmaya yüz tutan insanlık, kardeşlik, dostluk gibi değer yargılarımız öz kültürümüzün en önemli parçalarındandır. İşte bu öğeleri, yaşantısıyla, şiirleriyle, yüzyıllar öncesinde işlemiş, bir hak aşığı ve bir halk ozanı, halk dostudur da Yunus Emre...


Sizlere onun, çok sevdiğim şiirlerinden örnekler sunacağım.

Ete kemiğe büründüm / Yunus diye göründüm,” diyen Yunus, içinden çağlayıp akan şiir ırmağıyla, Anadolu insanının ruhunu yıkadı. Öyle bir ırmak ki: şiirleriyle, görüşleriyle, hayatıyla çoğalmış çoğalmış, deniz olmuştur. Önce Yunus’un ağzından, Yunusça seslenelim:

“Gelin tanış olalım
İşi kolay kılalım
Sevelim, sevilelim
Dünya kimseye kalmaz”

Yunus, şiirlerinde insanı insan yapan değerlerden söz etmektedir. Onun şiirlerinde işlediği Allah inancı, peygamber sevgisi, hayat, ölüm ve ölüm ötesi âdeta İslâm’ın bir yorumudur.

Yunus Emre'nin bu dünyada yürünmesi gereken "yol"u, söylenmesi gereken "söz"ü ve kurulması gereken "dostluğu" tanımladığı şiirlerinden alıntıyla başlayalım:

Yol odur ki, doğru vara
Göz odur ki, Hakkı göre
Er odur ki alçak dura
Yüceden bakan göz değil


Sözü bilen kişinin, yüzünü ak ede bir söz
Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz
Söz ola kese savaşı, söz ola bitire başı
Söz ola ağulu aşı, yağ ile bal ede bir söz


Bir nazarda kalmayalım gel dosta gidelim gönül
Hasret ile ölmeyelim gel dosta gidelim gönül
Gel gidelim can durmadan suret terkini urmadan
Araya düşman girmeden gel dosta gidelim gönül

Şiirlerinde "inanç aşkı"yla ilgili sözlerinin etkinliğinin, yetkinliğinin kendisi de farkındadır. Bu sözleri nedeniyle, kendini akıllı biri saymadığı gibi, aklını yitirmiş biri olarak da kabul etmemektedir. Böylece, hem 'kutsal aşkın', hem de 'insani sevginin", insanı yaşamın en uç noktalarına savuracak denli etkileyici olduğunu vurgulamaktadır. Devam edelim...


GEL GÖR BENİ

Ben ağlarım yane, yane,
Aşk boyadı beni kane,
Ne âkilem ne divane,
Gel gör beni aşk neyledi.

Gâh eserim yeller gibi,
Gâh tozarım yollar gibi,
Gâh akarım seller gibi,
Gel gör beni aşk neyledi.

Ben Yunus’u biçareyim,
Baştan ayağa yareyim,
Dost ilinde avareyim,
Gel gör beni aşk neyledi.

O tam bir peygamber aşığıdır. Peygamber sevgisiyle şöyle seslenir:

Arayı, arayı bulsam izini
İzinin tozuna sürsem yüzümü
Hak nasip eylese görsem yüzünü
Ya Muhammed, canım arzular seni

Bir mübarek sefer olsa da gitsem
Kâbe yollarında kumlara batsam
Güzel cemalin bir kez düşte seyretsem
Ya Muhammed, canım arzular seni

Yunus metheyledi seni dillerde
Sevilirsin bütün gönüllerde
Ağlayı, ağlayı gurbet ellerde
Ya Muhammed, canım arzular seni.

Yunus, en zor ve en kötü zamanlarda bile her derde çare bulunacağını ve çözümün Allah’tan olacağını insanlara şu dizelerle öğütlemiştir:

Can-ı gönülden seversen
Yalvar kul, Allah’a yalvar
Maksuda ermek dilersen
Yalvar kul, Allah’a yalvar

Geceler uykudan uyan
Gizli sırlar olsun ayan
Mahrum olmaz Allah diyen
Yalvar kul, Allah’a yalvar

Yunus insanlara hoşgörüyle bakar. Bu yüzden kimseyi kırmamayı, kimseyi incitmemeyi savunur.


“Gönül çalabın tahtı
Çalab gönüle baktı
İki cihan bedbahtı
Her kim gönül yıkar ise”

Yunus’un insanlara karşı hoşgörüsü sonsuzdur. Bakın kendisine kötülük edenlere ne diyor:

“Her kim bana düşman ise
Hak Tanrı yar olsun ona
Her nereye varır ise
Bağ ve bahar olsun ona”

Yunus’ta ahlak ilkesi, önce kendini bilmek, insanı insan etmektir. Bakın yedi yüz yıl öncesinden ne diyor:

İlim, ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsen
Bu nasıl okumaktır.

İlim okumadan murad
Kişi hakkı bilmektir
Çün okuyup bilmezsen
Bu bir kuru emektir.

Yunus Emre der Hoca
Gerekse bin var hacca
Hepsinden de iyice
Bir gönüle girmektir.

Aşk… Bu dünyayı, öte dünyayı… Her şeyi, Allah’a bağlayan aşk… Allah aşkı…
Yunus, en güzel şiirlerini Allah aşkı ile yazmıştır.
“Çağırayım Mevlâm seni", "Bana seni gerek seni" ve “Taştın yine deli gönül” bu tür şiirlerinin en güzel örnekleridir.


ÇAĞIRAYIM MEVLÂM SENİ

Dağlar ile taşlar ile
Çağırayım Mevlâm seni
Seherlerde kuşlar ile
Çağırayım Mevlâm seni

Gökyüzünde İsa ile
Tur dağında Musa ile
Elimdeki asa ile
Çağırayım Mevlâm seni

Yunus okur diller ile
Ol kumru bülbüller ile
Hakkı seven kullar ile
Çağırayım Mevlâm seni



BANA SENİ GEREK SENİ

Aşkın aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dün’ü günü
Bana seni gerek seni


Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa üzülürüm
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni

Yunus durur benim adım
Gün geçtikçe artar odum
İki cihanda maksudum
Bana seni gerek seni


TAŞTIN YİNE DELİ GÖNÜL

Taştın yine deli gönül
Sular gibi çağlar mısın
Aktın yine kanlı yaşım
Yollarımı bağlar mısın?

Yavu kıldım ben yoldaşı
Onulmaz bağrımın başı
Gözlerimin kanlı yaşı
Irmak olup çağlar mısın?

Karlı dağların başında
Salkım salkım olan bulut
Saçın çözüp benim gibi
Yaşın yaşın ağlar mısın?


Bakın Yunus dünyanın boş ve geçici olduğunu, bizlerin burada misafir olduğumuzu, nasıl dile getirmiş:

“Mal sahibi mülk sahibi
Hani bunun ilk sahibi
Mal da yalan mülk de yalan
Var biraz da sen oyalan”


Uzun süren dervişlik yıllarının ardından, “ayrılık vakti" gelmiştir artık…


SELAM OLSUN


Bu dünyadan gider olduk
Kalanlara selam olsun
Bizim için hayır dua
Kılanlara selam olsun

Ecel büke belimizi
Söyletmeye dilimizi
Hasta iken halimizi
Soranlara selam olsun

Tenim ortaya açıla
Yakasız gömlek biçile
Bizi bir aşan veçh ile
Yuyanlara selam olsun

Azrail alır canımız
Kurur damarda kanımız
Yuyuncağın kefenimiz
Saranlara selam olsun

Sala verile kasdimize
Gider olduk dostumuza
Namaz için üstümüze
Duranlara selam olsun

Dünyaya gelenler gider
Hergiz gelmez yola gider
Bizim halimizden haber
Soranlara selam olsun

Miskin Yunus söyler sözün
Yaş doldurmuş iki gözün
Bizi bilmeyen ne bilsin
Bilenlere selam olsun


Bir gün, gaiplerden gelen bir ses fısıltıyla seslenir: “Vakit tamam, Yunus!... Gel, hadi gel…"


Geldi geçti ömrüm benim
Şol yel esip geçmiş gibi
Hele bana şöyle gelir
Bir göz yumup açmış gibi

İş bu söze Hak tanıktır
Bu can gövdeye konuktur
Bir an ola çıka gide
Kafesten kuş uçmuş gibi


HAKTAN GELEN ŞERBETİ

Haktan gelen şerbeti
İçtik elhamdülillah
Şol kudret denizini
Geçtik elhamdülillah


Şu karşıki dağları
Meşeleri bağları
Sağlık safalık ile
Aştık elhamdülillah

Kuru idik yaş olduk
Ayak idik baş olduk
Kanatlandık kuş olduk
Uçtuk elhamdülillah

Dirildik pınar olduk
İrkildik ırmak olduk
Aktık denizine dolduk
Taştık elhamdülillah

Tabduk’un tapusunda
Kul olduk kapusunda
Yunus miskin çiğ idik
Piştik elhamdülillah


Yol göstermek Yunus’tan, ders almak bizden…

Umudumuzu ve sevgimizi yitirmeden, gelin hep beraber söyleyelim:

“Gelin tanış olalım
İşi kolay kılalım
Sevelim, sevilelim
Dünya kimseye kalmaz”

Paylaşın!

Bookmark and Share

0 yorum:

Related Posts with Thumbnails