Sevgili günlük: Bugün sana yazmak istediklerim, "Okumak ve Yazmak" üzerine olacak...
Okumayı çok seviyorum. Çok okuyorum. Yazmayı da seviyorum...
Çok yazıyor muyum ? Henüz değil...
Geçmiş yıllarda, bir ara öykü yazıyordum. Öykülerim arka arkaya geliyordu. Zamanla daha kaliteli yazmak için ara verdim. Öğretmen olarak çalışıyordum o yıllar... Fazla zamanım yoktu. Ne kadar yeterli görmesem de o öyküler evlatlarım gibiydi. Yani çok seviyordum onları ve eş dost da sevsin istiyordum. Şimdi o öyküleri sana yazmak istiyoruım. Okuyanların da beğenmesi dileğiyle...
Öykülerimi yazmaya başladığım zaman düşündüm ve hangi konularda yazacağımı planladım. Bu konulardan biri "yalnızlık"tı. Yalnızlık üzerine üç öykü yazdım. Çünkü, bence üç türlü yalnızlık vardır:
1. Yalnız yaşamayı sevenlerin, yalnız yaşamayı seçenlerin ve "ben özgürüm, böyle olmayı seviyorum," diyenlerin yalnızlığı...
2.Yalnızlığı sevmediği halde, "üzümün çöpü var, armudun sapı var," deyip kimseyi beğenmediği için yalnız kalanların yalnızlığı...
3. Kalabalıkların içinde, yani geniş çevrelerinde kendilerini anlayan ve aynı frekansı paylaşan birini bulamadığı için yalnız yaşamaya mahkûm olanların yalnızlığı...
En çok da bu, üçüncü tür yalnızlığı seçenlerin durumuna üzülürüm...
Kalabalıkların içinde yalnız, yapayalnız olmak ne kadar da acıdır...
Yalnızlığın en acı vereni de herhalde, "yalnız yaşamaya mahkûm olanların yalnızlığı"dır.
Bu üç yalnızlığa dair yazdığım öykülerimden "Deniz'in Yalnızlığı" başlıklı olanla başlayayım diyorum öykülerimi yayımlamaya.
Hoşçakal sevgili günlük...
0 yorum:
Yorum Gönder