Günlük tutmak ömrümün her safhasında aklımda olan bir şey. Başladım, fakat asla devamlı olamadı... Şimdi düşünüyorum da, nedenini anlamaya çalışıyorum...
1960 yılında yapılan 27 Mayıs İhtilalinin duruşmalarını radyodan ve gazetelerden takip ediyordum. O sene Öğretmen Okulu son sınıf öğrencisiydim. Tutulan günlükler suç delili sayılmıştı ve partililerin başlarına bu yüzden ne belalar geldiğini hatırlıyorum.
Küçük oğlum benden hayatımı yazmamı istedi. İyi olur dedim ve başladım. Hergün biraz biraz yazıyorum. Kâh şimdiki zamandan geriye dönüş, kâh eski zamanlardan günümüze...
Ne dersin Sevgili Günlük hayatımın her olayını yazmalı mıyım? Ya da özelime kalanlar olsun mu?? Utandığım bir şey yok. Ama şimdi aptalca bulduğum kararlar, davranışlar var. Düşünüyorum. Bir de, kimse ile paylaşmak istemediğim güzel anılarım var...
0 yorum:
Yorum Gönder