Neyim var bilmiyorum. "Kafam kazan gibi". Sersem gibiyim demem daha doğru herhalde.
Bir hafta evde yoktum. Derin'i kendi evinde bakmaya gittim. Ev 10. katta. Hava da genelde çok sıcaktı. Sadece iki gün yağmur yağdı. Oğlumuz çok hareketli ve inatçı. Daha şimdiden dediğim dedik. Beni çok yordu. İnternete de giremedim. Sıkıldım biraz. Bugün evime geldim. Dünya varmış dedim. Evim küçük filan ama benim evim. Eşyaları eski, eksik ama benim evim. Onları görmek eski dostları görmek gibi. İyi geldi bana.
:(( "Önce bu salatanın sirkesi ne biçim. Hiç tadı yok dedi." Neden üzüm sirkesi dedim. Her zaman aldığımızdan. Nar ekşisi koymadım. (Bu yaz salatalarda nar ekşisi kullandım çokça.) Ben yemiyeceğim dedi. (Varan 1)Salatayıda o kadar özene bezene yapmıştım ki. İçine piyaza doğrar gibi soğan doğrayıp tuzla ovup öyle koymuştum. Her zaman vefa sirkesi alırdım. Yemekten sonra baktım. Değişik bir marka. Neyse yemeğini yedi. Sofradan kalktı gitti bir eline sağlık bile demeden (Varan 2). Bir müddet sonra akşam yemeğine kalsana dedim. Almanya - Uruguay maçını izlersin. Kalırsan akşam yemeğine köfte yapacağım dedim. Çünkü gelirken birlikte kıyma almıştık.(Köfteyi çok sever) Kalmayacağım dedi (Varan 3). Kendimi kötü hissettim ama belli etmedim. O gittikten sonra İnternete girdim. İzlediğim bir sitede bir şiir yazılmış. Sade ve pek uzun olmayan bir şiir. Şiirleri çok severim. Ama o kadar azdı ki satırlar. O çok şeyler yazıp döktüren bloger kupkuru bırakmış şiiri. Gözlerim başında sonunda boş yere güzel cümleler aradı. Ne bekledim bimem ki( Varan 4).
Aslında küçük şeylerden büyük mutluluklar duyarım. Şimdi, artık küçük şeylerden büyük mutsuzluklar yaşıyorum. Ortanca oğlum geçen gün bize gelmişti. O da şöyle dedi bana: Anne sen hemen alınıyorsun ve sonra da güceniyorsun. (Al bir hayal kırıklığı daha) Ben sizi böyle mi yetiştirdim oğlum yaa. Kabalıktan hiç hoşlanmıyorum. Alıngan olabilirim ama siz de beni gücendirmeyin değil mi ama (bunları içimden söyledim).
Yaralı ceylan
Beni bir avcı vurdu
Buralı ceylan..."
Bu bir türkü idi sanırım. İçimden mırıldanıyorum. Nerden geldi aklıma bilmem...
2. Kısasa Kısas, Göksev Olcay: 758 sayfa, 2006 basımı. Ben 207'inci sayfadayım (en küçük oğlum Cevat'ın kitaplığından).
3. Kafka Minör Bir Edebiyat İçin, Gilles Deleuze - Felix Guattari: 126 sayfa, 2000 basımı. Ben henüz 5'inci sayfadayım (bu da Cevat'ın kitaplığından).
0 yorum:
Yorum Gönder