Yaz yağmuru çabuk geçer diyorum ama yaz mevsimine girmek için daha iki hafta var.
Bu yağmurlar toprağa bereket getirir diyorum. Çünkü uyanan doğadaki nebat türü canlıların suya çok ihtiyacı var büyüyüp gelişmek için ve suyu kökleriyle topraktan alıyorlar.
"Yağ yağmur yağ / bize bereket getir
O tarlaya bu tarlaya...
Yağ yağmur yağ / bize bereket getir"
Yağmurdan sonra toprak kokusu müthiş güzeldir diyorum; "Böyle söyleme, ölümü çağrıştırır, " diyen ninemin sesi kulaklarımda...
İşte size günün anlam ve önemine uygun bir nakarat. Bu da çocukluğumuzdan efendim. Hiç yabancı gelmeyecek size...
"Yağmur yağıyor seller akıyor / Arap kızı camdan bakıyor."
İstanbul'a yağmur yağdı. Seller aktı. Yine hayat felç oldu. Pazartesi öğleden sonra okullar sel tehlikesi olduğu için tatil edildi. Bugün salı... Karşı yakayı (Anadolu Yakası) sel almış "Bir yar sevdim el almış (mı?)". Çocukluğumun meşhur Kurbağalı Dere'si taşmış. O sırada çalışma yapan bir belediye işçisi (garibim) sulara kapılıp hayatını kaybetmiş . Çok dolu dolu bir yağmur yağışı... Her taraftan oluk gibi sular aktı. Olanlar oldu yine. Yollar çamur neyse de, su basan evlerin içi, büsbütün balçık çamur...
Beni gülümseten bir şey oldu TV'den yağmur haberlerini izlerken... Adamın biri, başına gelenleri anşlatıyor. Evini su basmış. İşe yarar bir şey kalmamış. "Sabahtan beri ağzıma bir lokma girmedi. Muhtar da sıcak bir tas çorba getirip dağıtmadı. Seçim zamanı oy istemeye gelirler ama," dedi. Hey gözünü sevdiğimin İstanbul'u... Sevgili toprağım, benim vazgeçemediğim Köy-Kentim...
Bir de şair Ümit Yaşar Oğuzcan'dan birkaç dize alalım İstanbul için:
İstanbul yağmur yağmur sevdiğim
kâh ince ince...
kâh bardaktan boşanırcasına
hele bir yağmur yağmaya görsün
ölürcesine yaşanır bu şehirde sevdiğim
ve yaşanırcasına ölünür.
2 yorum:
Bir kentli, bir İstanbullu için çok uygun ve güncel bir haber/deneme.
Bravo...
...
(izninizle, ben de dökeyim içimdekileri).
YAĞMUR: sesini sevdiğim şey!
ıslaklığını sevdiğim...
en yalnızının gözlerinde
... bu yer yüzünün.
yağmur: rüzgârını sevdiğim şey!
getirip de seni bu çamlıca eteklerindeki
evimin penceresine...
... camımda ağlatan.
yağmur: bulutunu öptüğüm şey!
martılanıp martılanıp...
bir yakasından öbürüne dolanırken
süzüle süzüle...
yağmur: saraydaki sultan mihrimah'ın...
sokaktaki theodora'nın gözyaşları...
sen... istanbul'uma en yakışan şey!
yağ, yağmur, yağ!
boşanırcasına bardaklardan...
testilerden, kovalardan...
tankerlerden...
yu bizi, yıka bizi...
bir dün, bir bugün, bir yarın değil
bin yıl daha yağsan...
biz istanbullular, yine de atamayız
bunca yıllık kirimizi...
['yağmuristanbul', editörşey, 09 haziran 2010, istanbul -bu şiirim, ilk kez burada yayımlanmıştır.]
Yorumunuz için çok teşekkürler Editörşey..
Yorum Gönder