2011 yılı geldi geçti ve gidiyor. Güle güle gitsin. Bu yılı geride bırakırken hiç de iç açıcı anılarım yok ne yazık ki... Kendim, çevrem, ülkem ve dünya açısından düşünürsem:
Kendi açımdan zor bir yıl oldu. İlk altı ay oğlumun ani çıkan hastalığı yüzünden yoğun bir arayış, çaba ve üzüntü içinde geçti. İnançlı bir insan olarak bu hastalığı Allah'ın bize verdiği bir armağan olarak düşündüm. Bir sınava gireceğimi ve bunun mutlaka kazanmam gereken bir sınav olacağını kafamın bir köşesine yazdım. En zor ve sıkıntılı ilk günlerden itibaren karamsar duruma girdiğimde, ümitsizliğe düştüğümde hep "Allah'ım ben bu sınavı vereceğim," dedim arka arkaya, tekrar tekrar. Dualar ettim. Dualar ettik. Uzun tedavi süreci başladı. Mayıs ayı sonunda büyük ve zorlu bir ameliyat geçirdi. Başarılı bir ameliyat. Ameliyathane kapısında uzun saatler boyunca korku, kuşku ve merakla geçen zaman...
Sonrasında dinlenme süreci arkasından tekrar tedavi, tedavi... Kontroller. Bir seneye yakın bir tedavi süreci sonunda gözle görülür bir iyileşme var çok şükür. Bu arada aylar boyu gizli gözyaşları, elem, keder, hizmet ve dua...Yanında gelen baş ağrıları, depresyon...
Sonuç: Oğlumun doktor kontrolü dönüşü yüzünün gülmesiyle benim yüzüm de güldü. Yaşananlar sanki hiç yaşanmamış gibi oldu. Üzerimden tonlarca yük kalktı. Hafifledim.
Tanıdık, akraba, eş dost açısından da hüzünlü bir yıl oldu 2011. Tanıdığım 11 kişi dünyasını değiştirdi. Hepsini rahmetle anıyorum. "Ateş düştüğü yeri yakar derler". Acılarını paylaşıyorum. Baş sağlığı ve sabır diliyorum.
Ülkem açısından: büyük şehirlere inen terör. Yine terör, yine terör... Sel felaketleri. Kadına uygulanan şiddet... Canımızı çok yakan "Van Depremi", deprem görüntüleri. Çadır, battaniye, ekmek kuyrukları. Yardıma uzanan eller. Acımasız doğa koşulları. Soğuk ve arkasından yağan kar. Karda neşeyle oynayan, kayan çocuklar. Çocuk olmak ne güzel...
Dünya açısından: yine savaşlar, terör, açlık, gözyaşı. Sel, deprem, kasırga, tsunami felaketleri... Kara Afrika'nın kara yazısı.: "AÇLIK". Somali'ye yardım. Türkiye'nin uluslararası arenada güvenilir yükselişi. Arap baharı. Kışa dönen bahar. Ölüm kol gezerken, gelen gideni aratırken ne baharı bu ???
Dünyada yaşayan insanların büyük bölümü köleler ve geri kalan efendileri. Efendiler"Kurtlar sofrasında" dünya haritasını önlerine açmış, düzen değişikliği yapmaya uğraşıyorlar(yıllar öncesinden başlamış bu). Dünya coğrafyası inceleniyor. Bir tarafta satranç masası kurulmuş, hamleler yapılıyor. Oyunlar ekiplerle oynanıyor. Artık her çalışma ekip işi, bireysel değil. Ön planda menfaatler. Piyonlar ileri geri. İleriye dönük en az üç hamle düşünülüyor. Köleleri idare etme ve yola getirmek için yapılacak ek hamleler, yeni bağlantılar konuşuluyor. Önümüzdeki yıl, bu hamleleri bir bir göreceğiz sanırım.
2012 yılı hoş geldin. Senden barış, huzur, sağlık ve dingin bir yaşam bekliyoruz.
Allah'ım bana verdiğin güzel armağan için sana şükürler olsun.
Yeni yılınız mutlulukla dolsun. Her şey gönlünüzce olsun...
Sonuç: Oğlumun doktor kontrolü dönüşü yüzünün gülmesiyle benim yüzüm de güldü. Yaşananlar sanki hiç yaşanmamış gibi oldu. Üzerimden tonlarca yük kalktı. Hafifledim.
Tanıdık, akraba, eş dost açısından da hüzünlü bir yıl oldu 2011. Tanıdığım 11 kişi dünyasını değiştirdi. Hepsini rahmetle anıyorum. "Ateş düştüğü yeri yakar derler". Acılarını paylaşıyorum. Baş sağlığı ve sabır diliyorum.
Ülkem açısından: büyük şehirlere inen terör. Yine terör, yine terör... Sel felaketleri. Kadına uygulanan şiddet... Canımızı çok yakan "Van Depremi", deprem görüntüleri. Çadır, battaniye, ekmek kuyrukları. Yardıma uzanan eller. Acımasız doğa koşulları. Soğuk ve arkasından yağan kar. Karda neşeyle oynayan, kayan çocuklar. Çocuk olmak ne güzel...
Dünya açısından: yine savaşlar, terör, açlık, gözyaşı. Sel, deprem, kasırga, tsunami felaketleri... Kara Afrika'nın kara yazısı.: "AÇLIK". Somali'ye yardım. Türkiye'nin uluslararası arenada güvenilir yükselişi. Arap baharı. Kışa dönen bahar. Ölüm kol gezerken, gelen gideni aratırken ne baharı bu ???
Dünyada yaşayan insanların büyük bölümü köleler ve geri kalan efendileri. Efendiler"Kurtlar sofrasında" dünya haritasını önlerine açmış, düzen değişikliği yapmaya uğraşıyorlar(yıllar öncesinden başlamış bu). Dünya coğrafyası inceleniyor. Bir tarafta satranç masası kurulmuş, hamleler yapılıyor. Oyunlar ekiplerle oynanıyor. Artık her çalışma ekip işi, bireysel değil. Ön planda menfaatler. Piyonlar ileri geri. İleriye dönük en az üç hamle düşünülüyor. Köleleri idare etme ve yola getirmek için yapılacak ek hamleler, yeni bağlantılar konuşuluyor. Önümüzdeki yıl, bu hamleleri bir bir göreceğiz sanırım.
2012 yılı hoş geldin. Senden barış, huzur, sağlık ve dingin bir yaşam bekliyoruz.
Allah'ım bana verdiğin güzel armağan için sana şükürler olsun.
Yeni yılınız mutlulukla dolsun. Her şey gönlünüzce olsun...
4 yorum:
Gönlünce ve en başta sağlık olmak üzere, sevdiklerinle umutlarının gerçekleştiği en güzel günlerle ve mutlulukla geçireceğin bir yıl dilerim.
MUTLU YILLAR
Teşekkür ederim. Sizinde her şey gönlünüzce olsun.Yaşanacaklar yaşanmışlardan güzel yani huzur verici, gönül okşayıcı, kıymet bilici,sevgi dolu, güç verici, dayanaışma içinde olsun.Size ve ailenize mutluluklar dilerim.
Öncelikle oğlunuzun sağlığındaki olumlu gelişme sevindirici: yeniden geçmiş olsun... Sabırlı ve birlikte çabalarınız vermiş meyvesini. Demiş ki şair Gülten Akın:
"Ellerine / Üç yaşının ellerine / Kar yağmış oğlumun / Öptüm hohladım ısıttım
Bir elim elinde sabaha dek / Öteki yorganın üstünde / Üşümez dedim / Örttüm ya artık her yanını".
...
Yıllar önce yine bir şairin dizelerinden biri kalmıştı ezberimde: "Analardır, adam eder adamı.."
Her kim, "Okudum adam oldum," deyiverse, gülümserdim ve o sözü tekrar ederdim: "Unutma, analardır adam eder adamı..."
...
Gerçekten 2011, insanlararası kapış/tır/malarla geçti. Öyle ki, bu kapışmaların uzağındaki insanlar, gerçekte bu olumsuz gidişin hiç de uzağında olmadıklarını fark ettiler...
"Dengesizlik" şiddetlenince, kapalı duran birçok pandora kutusu daha açılıverdi.
Sizin de söylediğiniz gibi, 2012'nin yükü içinde, 2011'den kalan olumlu-olumsuz epey yük var.
İşin en tuhaf yanı doğanın, başka deyişle "dünya"nın da, bütün yeraltı, yeryüzü ve gökyüzüyle birlikte kaynar kazana dönüşüvermiş olması. İnsanlararası kapışmanın aynı örneğinin, denizlerle karalar arasında, bir bakıma "suyla ateş" arasında da gerçekleşmiş olması ve bütün bunların uzakta kalanlarca yalnızca seyirle yetinilmesi şaşırtıcı...
Şimdiye kadar olanlar gösteriyor ki, insana en yakışan yaşama biçimi baskısız özgürce yaşayabilme... İnsanlığın temel ya da en "insani sermayesi"yse sevgi, saygı, hoşgörü, empati ve sempatiyi de içeren "paylaşma ve dayanışma". Her türlü felaketin sonucunu kendi ölçüleri içinde de olsa hafifletebilen insanlık, bu insani sermayesinin etkisini unutmadığı sürece, kendi kendini yok etmeye kalkışmaz...
Yeni yıllar kışla geldiği için, "doğa"dan alınacak gerçek dersler de gözden kaçıyor. 2012 baharı yaklaştığında, ortalığı güzelleştirmek için küçücük çiçeklerin ve otların kocaman ağaçlarla, kocaman ağaçların küçücük otlar ve çiçeklerle nasıl yarıştıklarını göreceğiz.
Ortak dünyanın, birlikte ve yan yana nasıl yaşanması gerektiğine ilişkin her yılki insani dersimizi alacağız...
Yeni yılınızı kutluyor size ve bütün ailenize mutlu, sağlıklı nice yıllar diliyorum.
Yorumunuz için çok teşekkürler...
Yorum Gönder