İnsanlığın mutluluğu, dünyamızın güzelleşmesi, çocukların korunmasına, iyi yetişmesine bağlıdır. Barış içinde yaşamak, güzellikleri paylaşmak, eğitimle olur. Dünya Çocuk Günü, çocuklar arasında ortak duygular oluşmasını, ulusların barış içinde yaşama özlemlerinin pekişmesini amaçlar.
Bu amacın gerçekleşmesi için Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1959 yılında daha iyi bir yaşam, mutlu bir çocukluk dönemi için 'Çocuk Hakları Bildirisi' ni yayınladı.
DÜNYA ÇOCUK HAKLARI BİLDİRİSİ
1.
Her çocuk bu bildiride belirtilen haklardan yararlanmalıdır. Hiçbir çocuk ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal inanç nedeniyle ayrı tutulamaz.
2.
Her çocuk korunacak ve özel bakım görecektir. Çocuğun iyi koşullar altında zihnen ve bedenen gelişmesi sağlanacaktır. Bu amaçla hazırlanacak yasalarda çocuk yararına olacak durumlar göz önünde tutulacaktır.
3.
Her çocuk doğduğu andan itibaren bir isme ve yurttaşlığa hak kazanmalıdır.
4.
Çocuk sosyal güvenlikten yararlanmalıdır. Sağlıklı büyüyüp gelişmesi için gereken çaba gösterilmelidir.
5.
Fiziksel, zihinsel, ya da sosyal bakımdan özürlü çocuğa gerekli tedavi, eğitim ve bakım sağlanmalıdır.
6.
Çocuktan sevgi esirgenmemelidir.
7.
İlköğretim eğitimi parasız ve zorunlu olarak çocuğa sağlanmalıdır. Çocuklar genel bilgilerini arttıracak, yeteneklerini geliştirecek, toplumsal sorumluluklar yüklenecek biçimde yetiştirilmelidir.
8.
Çocuk her koşulda koruma ve kurtarma olanaklarından ilk yararlananlar arasında olmalıdır.
9.
Çocuklar her türlü istismar, ihmal ve sömürüye karşı korunmalı ve hiçbir şekilde ticaret konusu olmamalıdır.
10.
Çocuk, ırk din ya da başka bir ayrımcılığı teşvik eden uygulamalardan korunmalıdır.
(Aslından kısaltılarak alınmıştır.)
Türk Çocuk Hakları Bildirisi
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirisi'nin ışığı altında Türk Çocuk Hakları Bildirisi hazırlandı. Bu bildiri 28 Haziran 1963 günü UNESCO Türkiye Milli Komisyonu 7. Genel Kurulunda kabul edildi.
1- İyi bakım, iyi yetiştirilme ve çocuğa uygun bir eğitim, her yerde ilgi, sevgi ve yardım görme her Türk çocuğunun hakkıdır. Resmi, özel her kurum, her yurttaş bu çocuk hakkını tanımak, eldeki olanaklarla onu gerçekleştirmek yükümlülüğündedir. Sıkıntı içinde bulunan çocuğun kurtarılmasına öncelik verilir.
2- 16 yaşından önce hiç bir çocuk resmi öğrenimden alıkonularak özel işlerde çalıştırılamaz. Hiç bir şekilde sömürülemez.
3- Her ana baba çocuğuna bakmak, onu bilgili, becerili ve en iyi şekilde yetiştirmekle yükümlüdür. Orta dereceli öğrenime devam etmeyen, edemeyenlerin gerekli bilgi ve becerileri kazanmaları için devlet kurslar açar. Ana babanın yeterli olmadığı durumlarda bu görev çocuğun birinci derece yakın akrabalarına ve devlete düşer.
4- İlk öğrenimden sonra orta dereceli okullara devam etmeyenler, edemeyenler için teknik, tarımsal bilgi ve beceri kazandıran kurslar açılması ve bu kurlardan çocukların yararlanması için, Milli Eğitim Bakanlığı, Belediye Başkanlığı ve muhtarlar işbirliği yapmakla yükümlüdür.
5- Sakat ve uyumsuz çocukların iyileştirilmeleri, yaşama zorluğu çeken çocukların kurtarılmaları, durumlarına uygun bir meslek için kendi yaşamlarını kazanacak derecede başarılı ve güçlü yetiştirilmeleri ana baba ile birlikte devletin ve bu amaçla kurulmuş örgütlerin ödevidir.
6- Çocuğun korunması ile ilgili yasalar öncelikle hazırlanıp çıkarılmalı, geciktirilmeden uygulanmalıdır.
YAŞAMA HAKKI
Dünya Çocuk Hakları Sözleşmesine Göre
Madde 6:
1.Taraf Devletler her çocuğun temel yaşama hakkına sahip olduğunu kabul ederler.
2.Taraf Devletler, çocuğun hayatta kalması ve gelişmesi için mümkün olan azami çabayı gösterirler.
Madde 7:
1. Çocuk doğumdan hemen sonra derhal nüfus kütüğüne kaydedilecek ve doğumdan itibaren bir isim hakkına, bir vatandaşlık kazanma hakkına ve mümkün olduğu ölçüde ana –babasını bilme ve onlar tarafından bakılma hakkına sahip olacaktır.
Madde 8:
1.Taraf Devletler yasanın tanıdığı şekli ile çocuğun kimliğini; tabiyeti, ismi ve aile bağları dahil, koruma hakkına saygı göstermeyi ve bu konuda yasa dışı müdahalelerde bulunmamayı taahhüt ederler.
EĞİTİM HAKKI
Eğitim hakkı çocuğun en önemli haklarından biridir.
Anne ve çocuk ölümlerinin önde gelen etkenlerinden biri, annenin eğitim düzeyinin düşüklüğü ya da hiç okuma, yazma bilmemesidir. Okuma, yazma bilmemek, insanların yaşadıkları toplumlarda, bütün halklar ve toplumlar arasında anlayışı barışı ve hoşgörüyü, iki cinsiyet grubu arasında eşitliği öngören bir ruhla yer almalarını güçleştirir.
Şu halde hem bireyin, hem toplumun gelişmesi; herkese yeteneği, kapasitesi ve ilgisi doğrultusunda eğitim görme hakkının sağlanmasına bağlıdır.
DÜŞÜNCE VE DUYGULARI İFADE ETME HAKKI
Çocuk, düşüncesini özgürce açıklama hakkına sahiptir. Bu hak ülke sınırlarına bağlı olmaksızın; yazılı, sözlü, basılı, sanatsal biçimde veya çocuğun seçeceği başka bir araçla her türlü haber ve düşüncelerin araştırılması, elde edilmesi ve verilmesi özgürlüğünü içerir.
Bu hakkın kullanılması yalnızca:
a) Başkasının haklarına ve itibarına saygı,
b) Milli güvenliğin, kamu sağlığının ve ahlakın korunması nedenleriyle ve kanun tarafından öngörülmek ve gerekli olmak kaydıyla yapılan sınırlamalara konu olabilir
SOKAK ÇOCUKLARI
Onlar içinde yaşamak için uğraş verdikleri topluma yabancılaşmışlardır. Onlar genellikle uyuşturucu kullanmaya ve suç mağduru ya da sanığı olma tehlikeleri ile karşı karşıdırlar. BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’si (ÇHS) çevresinde ele alındığında bu çocuklar, özel koruma önlemlerine muhtaç çocuklardır.
İnsanlar, çocuklarınızı sokaklara bırakmayın. Sokak çocukları için acil tedbirler alalım ve onları koruyalım.
Uçurtma
Çocuklarımız neleri sevmiyorlar ki...
Uçurtmayı seviyorlar sözgelişi,
Bir havalandı mı uçurtmaları
Daha da güzelleşiyorlar.
Maviliklerde gözleri
Özgürlüğü yaşıyorlar
Uçurtmalarla birlikte.
Çocuklarımız neleri sevmiyorlar ki...
Uçurtmayı seviyorlar sözgelişi,
Bir havalandı mı uçurtmaları
Daha da güzelleşiyorlar.
Maviliklerde gözleri
Özgürlüğü yaşıyorlar
Uçurtmalarla birlikte.
Koparıp da iplerini hele
Bir kurtuldular mı ellerinden,
Öylesine seviniyorlar ki,
Gidiş o gidiş, bile bile...
Kızalım mı umursamayışlarına?
Kendi yaşamlarını izliyorlar boşlukta.
Onlar da birer uçurtma değil mi?
Bizim de ne süslü uçurtmalarımız vardı,
Alıp başlarını gitmediler mi?
Gözümüzden bile esirgerdik
Hangi birinin ipi kaldı elimizde?
(Rıfat Ilgaz)
...Yorumlayın-Paylaşın...
Bir kurtuldular mı ellerinden,
Öylesine seviniyorlar ki,
Gidiş o gidiş, bile bile...
Kızalım mı umursamayışlarına?
Kendi yaşamlarını izliyorlar boşlukta.
Onlar da birer uçurtma değil mi?
Bizim de ne süslü uçurtmalarımız vardı,
Alıp başlarını gitmediler mi?
Gözümüzden bile esirgerdik
Hangi birinin ipi kaldı elimizde?
(Rıfat Ilgaz)