Sevda Üçlemesi: Bu Kadar Yürekten

Masmavi, buğulu bir gökyüzü; koyu yeşille kucaklaşmış. Alabildiğine geniş bir caddenin köşesinde, geç işaretinin yanmasını bekliyorum. İki, üç katlı evler ve aynı yükseklikteki ağaçlar âdeta sarmaş dolaş, iç içe...

Her renkten ve ırktan insanlar yanımdan geçip gidiyorlar. Hepsi yabancı, fakat tanıdık geliyorlar nedense. Taşıtlar hızla akıp yolun sonunda gözden kayboluyor. Ne kadar da, geçen günlerimize benziyorlar. Çabuk ve acımasızca geçip giden günlerimize, ömrümüze...
Burası Newyork şehri...
Bu yabancı şehirde, "seninle ve sensizim".
Sakin dış görünüşümün altında fırtınalar kopuyor; kalbim, yerinden fırlayacakmış gibi çarpıyor. Aklım ve fikrim seninle sevgilim. Seni düşünüyorum, seni arıyorum. Yoksun! Ya da hep benimlesin. Uzaklardan bana gülümsüyorsun ve sanki Ümit Yaşar’ın dizeleriyle sesleniyorsun:

Ne durdurur özleyeni, seveni
Bakarsın ansızın gelebilirim
Bu kadar yürekten çağırma beni...

Gel sevdiğim, aşkım, canım. Seni çok özledim. Benimle, yanımda ol. Zamanımı seninle geçirmek istiyorum. Bu defa yaşanmamışları yaşamak istiyorum. Seni yürekten çağırıyorum. Şairin dediği gibi...

İşte yeşil ışık yandı, yürü diyor. Dimdik yürüyor ve karşıya geçiyorum. O da ne? Gözlerime inanamıyorum. Sensin !
Orada beni bekliyorsun. Sevinçten bir kuş gibi oluyorum âdeta. Elele tutuşuyoruz. Ben, on yedi yaşında bir 'kuzu'; sense, yirmi sekiz yaşında...

Gözlerim, duygularımın dili. Senin de öyle. Bakışıyor ve anlaşıyoruz. Konuşmaya gerek yok.
Ağaçlar, geniş gövdeli asırlık ağaçlar. Dimdik ayaktalar. Yolların iki yanında, evlerin önünde, parklarda ve her yerde. Onlar, insanların ve olayların şahidi. Her şeyi görür ve bilirler. Ağızları ve dilleri olsa, kim bilir neler neler söylerler. Bizim de şahidimiz olun ağaçlar. İzleyin bizi. Biz, birbirimizi seviyoruz tertemiz duygularla.

Yollardan, parklardan uygun adımlarla geçiyoruz el ele, göz göze. Burada, bu yabancı ülkede ve bu yabancı şehirde. Biz rahatız. Herkes de rahat. Alabildiğine yürüyor ve bir deniz kıyısına geliyoruz. Burası, 'Atlas Okyanusu'; banklara oturup denizi seyrediyoruz. Elini boynuma atıyor ve beni kendine çekiyorsun. Başımı omzuna koyuyorum. Güçlü bir omuza dayanmaya ihtiyacım var. Böyle, saatlerce oturabilirim seninle, okyanusun sesini dinleyerek...

Beyaz köpüklü dalgalar sahili dövüyor. Çocuklar çığlık çığlığa dalgalarla oynaşıyorlar. Seni tanımak arzusu ile yanıyorum. Seninle sevinçleri yaşamak istiyorum ve kederi de...
Acıları birlikte yaşayıp, olgunlaşmak istiyorum; seninle olmak istiyorum. Sen tanrıdan bir armağansın bana. Böyle düşünüyorum. Bu boğucu, sıcak günün sonunda, güneş yavaş yavaş ufka yaklaşırken, serin bir rüzgâr yüzümüzü okşuyor. Rüzgârın okşaması ne güzel. Ferahlık veriyor insana.

Aynı anda kalkıyor, kumsala yürüyoruz. Ayakkabılarımız ellerimizde. Sıcak kumlar kucaklıyor ayaklarımızı. Denize doğru yürüyoruz. Dalgalar beyaz köpüklü, dalgalar hırçın. Ayakkabılarımızı kıyıda kumların üzerine bırakıyoruz. Ben eteklerimi topluyorum, sen paçalarını yukarı çekiyorsun. Yine el ele dalgalara doğru yürüyoruz. İşte bir tane geliyor, geliyor ve geldi. Sular ayaklarımızı sonra bacaklarımızı yalıyor. Dizlerimize kadar. Eteklerimi biraz daha topluyorum, ıslanmasınlar diye. Dizlerimin üstüne çıkıyor. Göz göze geliyor ve aynı anda gülümsüyoruz. Ruhlarımız kaynaşmış. Dolu dolu yaşıyoruz bu anı. Denizde, daha ileriye gidiyoruz.

Atlas Okyanusu’ndayım, diye düşünüyorum. Deniz bizimle, biz denizle oynaşıyoruz dakikalarca. Hava karardı. Artık çıkmalıyız. Sana dönüyorum. Yoksun can...
Ellerim bomboş şimdi...

İçim bir hoş oluyor. Terk edilmişlik duygusu, benimle. Hüzünleniyorum. Bu deniz kadar, bu kumsal kadar yalnızım şimdi. Sen var mıydın, yok muydun? Seni, benim hayal gücüm mü yarattı? Yaşadıklarım yalan mıydı?

Hava çoktan kararmış. Birdenbire benim de dünyam karardı.
Seni kaybettim sevgilim. Okyanus, seni benden aldı.

Seni burada bırakıp geri dönmeli miyim? Sen yaşarken, ben ölmeli miyim? Damarlarımı tutuşturan bu aşkı unutup gerçeğe dönmeli miyim?
Gerçekler ne kadar acı da olsa...

"Bu Kadar Yürekten" | İnci Arslan | 28 Temmuz 1999

Paylaşın!

Bookmark and Share

0 yorum:

Related Posts with Thumbnails